devri tarih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
devri tarih etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Mart 2015 Salı

Timur Ölmeseydi

Timur

Timur ( Aksak Timur )

Timur, Büyük Timur İmparatorluğunun kurucusudur. Timur 9 Nisan 1336'da doğmuş ve 18 Şubat 1405'te ölmüştür. Timur'un doğumu da Cengiz Han'ın doğumu kadar ilginçtir. O da avucunda bir kan pıhtısıyla doğmuştur. Doğum tarihi bir çok tarihçi tarafından tartışmalıdır. Timur Çin'e Sefere doğru giderken kulunç nedeniyle Otrar'da ölmüştür. Timur'un ölümü ve doğumu o kadar ilginçtir ki öldüğü yer olan Otrar Cengiz Han'ın tarih sahnesine çıkış yeridir. Timur, Han ünvanını kullanamamıştır bunun yerine Emir ünvanını kullanmıştır. Bunun nedeni ise o dönemde eğer Cengiz Han soyundan değilseniz Han ünvanını kullanamazdınız. Timur ömrü savaşlarda geçmiş Cengiz Han ile kıyaslanabilecek bir biçimde bilinen dünyayı fetih etmiştir. Timur'a aksak denmesinin sebebi bir savaş esnasında bacağına bir ok isabet etmiş bunun sonucunda topal kalmıştır. En bilindik hikayesi Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'i mağlup etmesidir. Timur hakkında en ilginç bilgilerden biri de 39 oğlu ve 18 kız sahibi olmasıdır.

Timur her ne kadar Han ünvanını alamamışsa da başında olan Mahmud Han'ı gölgesinde bırakmıştır. Devlet başında Han dururken ferman çıkarmaktan tutunda savaşlara katılmaya kadar Timur gerçekleştirmiştir. Timur çok büyük bir askeri deha'dır bu dehasını kullanarak çok geniş topraklara ulaşmış bir kişiliktir. Askeri dehasına bir örnek vermek gerekirse Hindistan Seferi sırasında ordusunda bulunan atlılar fillerden korkmasın diyerek öküzlerin üstüne kuleler yaptırarak atlıların büyük görünümlü nesnelerden korkmamasını sağlamıştır. Timur için bu çok önemli bir durumdu çünkü Timur'un ordusu çoğunlukla atlı birliklerden oluşuyordu. Hindistan Seferi'nin ardından Timur ordusuna filleri katmıştır.

Timur'un filleri ile ilgili olarak çok bilinen bir Nasrettin Hoca fıkrası vardır. Ne kadar doğrudur ne kadar yanlıştır Timur Nasrettin Hoca ile karşılaştı mı bilinmez ama bu fıkra herkes tarafından bilinir.  Timur Akşehir'e bir fil yollamıştır. Timur'un gazabından çok korkan köylü harıl harıl çalışarak fili besler ancak kendileri perişan haldedir. Köylüler bu durumu Nasrettin Hoca'nın kapısında bulur ve Timur ile görüşmeye doğru gitmeye başlarlar. Ancak köylü Timur'dan o kadar çok korkar ki hepsi yarı yolda kaçar gider. Nasrettin Hoca, Timur'un yanına vardığında arkasında kimsenin olmadığını görür ve köylüye ders amacıyla. Nasrettin Hoca Timur'a "Köylüler yolladığınız fil için çok sevindiler bir de yanına dişisini istiyorlar" der.

Timur bir çok tarihçi tarafından zalim ve gaddar olarak görülse de bir çok tarihçi tarafından da Türk sanatına kattıkları bakımından önemli bir isim olarak görülmektedir. Gaddarlığına bir örnek olarak Sivas Kalesini kuşatmasını gösterebiliriz. Sivas Kalesini kuşatmadan önce kaleye haber yollamış eğer teslim olursanız kan dökmeden sizi serbest bırakırım demiştir. Bunun üzerine bir kısım asker teslim olmuştur ancak 4 bin kadar okçu birlik Timur'a karşı direnmiştir. Timur bu askerleri yakalatıp 4 bin askeri diri diri gömmüş ve ardından sözünde durduğu gibi hiç kan dökmedim demiştir.

Timur, Türk asıllı bir insan olmasına rağmen Osmanlı Devletini Fetret Dönemine sokmuş Osmanlı'nın neredeyse yıkılmasını sağlamıştır. Bunun nedeni ise Timur'un ideolojisi Cengiz Han gibi tüm dünyaya hakim olma çabasıydı. Ve bu çabasının karşısında hızla büyüyen bir Osmanlı vardı. Yıldırım Bayezid ile olan mektup ile atışmaları sonucunda Ankara Savaşı'nı tetiklemiştir.Savaş sonucu Yıldırım Bayezid'i mağlup etmiş yanına esir almış ve ölümüne sebep olmuştur.

Elbette Timur her ne kadar gaddar biri olarak görülse de Türk tarihi açısından büyük öneme sahip bir askeri kişiliktir. Eğer ölmeseydi önceden yaptığı gibi başarılı seferler düzenleyecek Çin'i alabilecek topraklarına toprak katmaya devam edecekti. Belki de Cengiz Han soyundan olmadığı için bu kendisinde yer etmiş ve bunun sonucunda Cengiz kadar geniş topraklara sahip olmak istemiştir. Timur Dünya iki hükümdara yetecek kadar büyük değildir nasıl gökyüzünde Tanrı bir ise yeryüzünde Hükümdar bir olmalıdır anlayışını benimsemiştir.

Eğer Timur olmasaydı  çok farklı bir dünya içinde olabilirdik. Timur'un varlığı tüm dünyayı etkilemiş bizler açısından ise Osmanlı Devleti'ni Fetret Dönemine sokmuş bir kişiliktir. Eğer olmasaydı Osmanlı Timur ile hiç karşılaşmayacak belki de daha geniş topraklara hakim olabilecekti.  Dünya açısından ise Timur'un soyundan gelenler Hint-Mogol ( Babür) imparatorluğunu kuracak ve dünyaca ünlü Tac Mahal'i yaptıracaklardır . Eğer Timur olmasaydı elbette dünyada bir çok şey etkilenirdi.

Timur ölmeseydi bir kelebeğin kanadının bile neleri etkilediği şu dünyada çok şey olurdu.

23 Mart 2015 Pazartesi

Gavur Padişah Ölmeseydi

II. Mahmud

II. Mahmud (Gavur Padişah)

II. Mahmud Osmanlı Devleti'nin 30. padişahıdır. Aynı zaman da 109. İslam halifesidir. 20 Temmuz 1785'de doğmuş, 1 Temmuz 1839'da ölmüştür. Vereme yakalanması sonucu vefat etmiştir. En bilindik olayı Vaka-i Hayriye'dir. Bu olayla birlikte yeniçeri ocağını kaldırmış yerine Avrupai tarzda eğitim gören Asakir-i Mansure-i Muhammediyye ( Muhemmed'in zafer kazanmış orduları) denilen orduları kurmuştur. Gavur padişah lakabı Avrupadan gördüğü yenilikleri Osmanlı'ya uyarlamaya çalıştığı için denmiştir. 31 yıl tahtta kalmıştır ve bu dönem Osmanlı Devleti'nin en bunalımlı dönemlerinden biri olmuştur. Balkanlarda Sırp ve Yunan isyanıyla uğraşan Osmanlı'nın İngiliz ve Fransız donanmalarının Navarin'de Osmanlı donanmasını yakmasıyla valisinden yardım isteyip bir de valisinin istediği toprakları vermeyince ne kadar güçsüz olduğu ortaya çıkmıştır.Çünkü valisinin isyanını bastırmak için tekrar Batılı Devletlerden yardım istemek zorunda kalmıştır.

II. Mahmud Osmanlı Devletinde karşımıza yaptığı reformlarla çıkar. Bu ıslahatları kafasına şehzadeliği sırasında III. Selim'in yaptığı reformlarla koymuştur. Padişah olmasıyla da uygular.Kimileri bu icraatları Osmanlı'nın yeni kurucusu olarak görürler kimileri de Gavur Padişah olarak adlandırmıştır. Mevleviliğile de büyük ilgi duyan II. Mahmud tambur çalmakta ve ney üflemektedir.
Döneminde pek çok önemli olay meyda gelmiştir. Önce ayanlarla Sened-i İttifak imzalamıştır ki bu Türk tarihindeki ilk anayasal belgedir. Daha sonra Sekban-ı Cedid adlı orduyu kurmuştur. Ancak çok geçmeden yeniçerilerin isyanıyla kaldırılmıştır. Bu dönemde Rus sorunu devam ederken bir yandan da çok güçlenen bir Fransa sorunu ortaya çıkmıştır.Bu da Osmanlı Donanmasının yakılmasına sebep olacaktır.

En büyük reformu Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıdır. Ayrıca kavuk giyilmesini yasaklanmış fes ve modern kıyafetler giyilmesi kuralı getirilmiştir. Bakanlıklar kurulmuştur. Çırağan ve Beylerbeyi Sarayları yaptırılmıştır. Modern anlamda ilk nüfus sayımı da onun dönemindedir. İlk resmi gazete olan Takvim-i Vekayi bu dönemde yayımlanmıştır. İlkokullarda bu dönemde zorunlu hala getirilmiştir. İlk modern tıp okulu olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ve ilk harp okulu olan Mekteb-i Harbiye kurulmuştur.
II. Mahmud'un amacı bozulan Osmanlı düzenini yeniden kurmak ve tekrar güçlü bir devlet haline getirmektir. Onun döneminde pek çok ıslahat yapılmasının sebebi de budur. Ancak sorunlarda köküne inilememesi yüzeysel kalınması başarılı olunamamasının da nedenleri olmuştur.

II. Mahmud da her Osmanlı padişahı gibi tebdil-i kıyafetle dolaşmaya kendisine adet edinmişti. Bir gün halk arasında dolaşırken Tıkandı Baba adında çok fakir bir çaycıya rastlar. Hikayesini dinleyen padişah ona her gün 1 tepsi baklava göndereceğini söyler. Sarayda da tepsinin altına bir sıra altın dizilmesini söyler. Ancak adamın komşusu uyanıktır ve " Aç karına baklava mı yenir sen bana baklavayı ver ben de sana yemek vereyim der" o da bunu kabul eder. Bu durum bir Ramazan ayı boyunca devam eder. Padişah ramazan sonunda adamın durumunu merak ederek ziyarete gider. Ancak adamın mali durumunda bir değişiklik olmadığını görür. Sen gönderdiğim tepsileri almadın mı diye sorar. O da durumu anlatır. Padişah duruma üzülür ve ertesi gün adamı saraya çağırtır.Hazinenin küreğini verip küreği daldırması ne kadar altın gelirse onun olacağını söyler. Ancak adam heyecandan küreği ters daldırınca 1 tane altın kürekte kalır. Padişah iyice bu duruma üzülür. Bunun üzerine emir vererek Tıkandı Baba'nın Üsküdar'da seçip atacağı taş gittiği yere kadar onun olacaktır. Adama taşı seçmesini söyleyen askerler hiç bir laf etmeden adamın taşı seçmesini beklerler Tıkandı Baba bu taş küçük bu taş büyüktü derken kocaman bir kaya parçası seçer bu kaya ile ne yapacağını sorduğunda askerler cevaben bu kayayı fırlat fırlatabildiğin kadar nerde düşerse oraya kadar olan topraklar senin olacaktır derler. Tıkandı Baba kayayı sırtına yükler ve yüklediği gibi altında kalarak can verir.Bunun üzerine II. Mahmud bilindik o lafını söyleyecektir "Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud" diyecektir. Ayrıca vefat ettiği yere Tıkandı Baba türbesi yapılmıştır.

II. Mahmud dönemi görüldüğü üzere siyasi çalkantılarla dolu bir dönemdir. Yine de II. Mahmud devleti toparlamaya uğraşmış, bunun için çeşitli reformlar yapmıştır. Reformlarıyla Osmanlı batılı yaşam tarzıyla tanışmış ve pek çok akımın doğmasına sebep olmuştur. Eğer II. Mahmud ölmeseydi hayatı muhtemelen yine reformlarla dolu olacaktı. Ancak olmasaydı o zaman belki de Türklerin Batıyla tanışması geç bir zamana kalacak. Böylece Türkiye Cumhuriyeti'de bu temeller üzerine dayanarak kurulamayacaktı.Siyasi olarak başarılı olmasa da gavur padişah Osmanlı'nın en modern padişahıydı.

Eğer II. Mahmud ölmeseydi bir kelebeğin kanadının bile neleri etkilediği şu dünyada çok şey olurdu.