2 Nisan 2015 Perşembe

Konstantin Olmasaydı

Konstantin

I. Konstantin ( Büyük Konstantin )

Konstantin Doğu Roma İmparatorluğu'nun ilk hükümdarıdır. Konstantin MS 22 Şubat 272'de doğmuş ve 22 Mayıs 337'de ölmüştür. Ölüm nedeni hastalanması sonucu bu hastalıktan kurtulamamıştır. En bilindik hikayesi ilk ismi Byzantium olan İstanbul'u başkent yaparak ismini vermesidir. Aslında ilk olarak ismini vermemiş Konstantin ölümünden sonra Konstantinopolis denmiştir. Konstantin Roma İmparatoru Lucinius'u Adrianople Savaşı'ndan sonra Byzantium surlarına kadar kovalayarak Kadıköy civarlarında o zaman ki ismi Chrysopolis'te tekrar savaşarak kesin olarak yenilgiye uğratmıştır.  Galibiyetinin ardından Konstantin İskoçya'dan Kızıldeniz'e, Fas'tan Dicle Irmağı'na kadar uzanan büyük bir imparatorluğun hakimi olmuştu. Byzantium'un ticaret bakımından önemini anlayan Konstantin burayı İmparatorluğu'nun başkenti ilan ederek Nova Roma ( Yeni Roma ) ismini verdi.
Konstantin babasının ölümü ve kendisine bağlı orduların desteğini de alarak Augustus unvanını alarak yönetimini ilan etti. Ancak Roma İmparatorluğu'nun tek hakimi olması için 18 yıl geçmesi gerecektir. İmparatorluğun tek hakimi olabilmesi için bir sürü ismi boğdurmuş ve Doğu'da güçsüz bir yönetim sergileyen Licinius ile savaşmıştır. Licinius'u mağlup ettikten sonra canını bağışlayacağını söylese de altı ay sonra boğdurarak öldürtmüştür.
Şüphesiz ki Konstantin Roma tarihi açısından çok büyük öneme sahip bir isimdir. Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti olan Konstantinopolis'i baştan sona tekrar yapılandırarak burayı güçlendirmiş ve de İstanbul'un fethine kadar buranın ayakta kalmasının temellerini atmıştır. Konstantin burayı başkent yaptıktan sonra 7 yıllık bir süreçle çok sayıda dini bina, yeni yollar, su kemerleri ve eski surlarını yıktırarak kendi adıyla anılacak yeni bir sur ve kuleler sistemini inşa ettirdi ayrıca bu planı kendisi tasarladı. Bugün bile İstanbul'da Konstantin'in yaptırdığı bir çok yapının kalıntıları mevcuttur.

Konstantin sadece başkentini baştan sona düzenlemekle kalmamıştır. O dönemde pagan inanç sistemini tek tanrılı bir din olan Hıristiyanlığa geçirmeye başlamıştır. Bu tavrı nedeniyle Ortodoks kiliseleri tarafından azizlik mertebesine yükseltilerek kutsanmıştır. Ancak Roma kaynakları her ne kadar Hıristiyanlığı İmparatorluğuna yaymış olsa da Konstantin'in hayatı boyunca Hıristiyan olmadığını, ölüm döşeğindeyken vaftiz edildiği söylenmektedir. Konstantin, kimi zaman kendisini bir Yunan Mitolojisinde ki Apollon (Güneş Tanrısı) olarak resmetmekten de kaçınmamıştır.

Konstantin 16 asır boyunca İmparatorluklara başkentlik yapacak bir şehri tabiri caizse baştan yaratmıştır. Eğer Konstanstin olmasaydı Konstantinopolis İstanbul fethine kadar belki de eski ismiyle belki de başkasının koyduğu bir isimle anılacak ve Peygamberimizin (s.a.v.) "Konstantiniyye elbet fetih olunacaktır..." sözünün yerini başka bir şehir ismi alacaktır. Veya bu şehrin surları o kadar kuvvetlendirilmeyecek ve İstanbul'un fethi daha önceleri olacaktır kim bilir. Bir sürü ihtimal olmasına karşın elbette ki İstanbul bir çok millet tarafından göz bebeği olmuş ve bir çok kez kuşatılmış ve fetih edilmiş bir şehirdir.

Konstantin ölümünden önce Pers İmparatorluğu üzerine bir sefer düzenleme planları yapıyordu ancak hastalanarak yataklara düştü. Eğer Konstantin ölmeseydi bizi fazla bir değişikliğin bekleyeceğini söyleyemem. Çünkü Konstantin en önemli amaçlarını hayatı boyunca gerçekleştirmiş bir kişidir. Augustusluktan büyük bir İmparator'a dönüşmüş ve mutlak hakimiyet sahibi olmuştur. Ve de dünyaca bilinen bir şehrin temellerini atmıştır.

Konstantin olmasaydı bir kelebek kanadının neleri etkilediği şu dünyada çok şey olurdu.

1 Nisan 2015 Çarşamba

Alaaddin Keykubad Ölmeseydi

Alaaddin Keykubad

I. Alaaddin Keykubad ( Ulu Sultan )

Alaaddin Keykubad Anadolu Selçuklu hükümdarıdır. Alaaddin 1192'de doğmuş ve  1237'de ölmüştür.  Ölüm nedeni Kayseri'de bir ziyafet sonrası zehirlenerek vefat etmesidir. En bilindik hikayesi ise Anadolu'da ki Moğol tehdidini önlemesidir. Alaaddin kardeşi Sultan İzzeddin Keykavus'un 1219'da vefatı üzerine 28 yaşında iken Selçuklu tahtına oturmuştur.
Alaaddin tahta geçtikten sonra yaklaşan Moğol tehlikesine karşı tedbirler alarak. Başta Konya, Sivas ve Kayseri olmak üzere birçok şehirde kale ve surları tamir ve tahkim ettirmiştir. Kale ve suru olmayan yerlerde kale ve sur inşa ettirmiştir. Alaaddin yalnızca Anadolu savunmasını arttırmakla kalmamış . İlk olarak o zaman ki ismi Kalonoros olan Alanya'yı fetih etmiş ve buraya büyük bir tersane kurdurarak ismine ithafen Alaiye denmiş ve daha sonra Alanya ismine dönüşmüştür. Deniz kuvvetlerini güçlendiren Alaaddin Kırım'a denizden ordu göndermiş ve Ukrayna içerilerine kadar ilerlemiş ve Silifke'ye kadar olan Akdeniz kıyılarını fetih etmiştir.

Doğuda Moğol tehlikesinin baş göstermesi üzerine Eyyubilerle dost olmanın faydasına inanan Alaaddin, Eyyubi Sultanı'nın kızı ile evlenmiştir. Bu sırada Mengücekoğulları huzursuzluk çıkarmaya başlamış ve Alaaddin'in  ileride Moğollarla yapacağı çarpışmalarda Erzincan ve havalisini ellerinde bulunduran Mengücekoğulları tarafından arkasından vurulacağını hesap eden Alaaddin bu bölgeyi garanti altına almak için Mengücekoğullarını ortadan kaldırmıştır.

Alaaddin'in üzerinde sadece Moğol tehdidi yoktu. Harzemşah hükümdarı olan Celaleddin, her ne kadar Alaaddin'in uzlaşmak istemesine rağmen Aladdin ile inatlaşarak 1230'da Erzincan yakınlarındaki Yassıçemen'de karşı karşıya gelmiş ve bunun sonucunda Celaleddin mağlup olmuştur. Bu olaydan 4 yıl sonra Eyyubiler gözünü Anadolu'ya dikmiş ve yaklaşık 100 bin ordu ile Anadolu'ya girmiştir. Bunun üzerine harekete geçen Alaaddin Eyyubi ordusunu üst üste bozguna uğratarak Anadolu'dan püskürttü.

Moğollara karşı ustaca bir siyaset takip ederek Anadolu üzerine gelmelerine mani oldu. Zaten Moğollar da şöhretini ve devletinin gücünü yakından bildikleri Alaaddin'in üzerine gitmeye cesaret edemiyorlardı. Moğollar Alaaddin'in ölmesini kolluyorlardı ve bundan sonra Anadolu'ya dalacaklardı. Nitekim öyle yapmışlardır.

Alaaddin yalnızca kazandığı savaşlar ile değil Anadolu'ya kazandırdıkları ile tanınmıştır. Takip ettiği dahice bir ticaret ve iktisat siyaseti ile Anadolu Selçuklu Devleti'ni dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline getirmiştir. Ülkeyi bir uçtan bir uca yollarla kervansaraylarla donatmıştır. Kervansaraylar dışında surlar,kaleler, yeni şehirler, camiler, medreseler, hastaneler,köprüler ve şeker,dokuma,silah imalathaneleri  yaptırmış ve ülkeyi baştan sona düzenlemiştir. Alaadin'in yaptırdığı kervansaray, kale ve surların kalıntıları hala Anadolu'nun çeşitli yerlerinde bulunmaktadır.

Şüphesiz Alaaddin Anadolu tarihi açısından çok büyük bir öneme sahiptir onun yaptırdığı yapıtlar yüzyıllarca kullanılmış ve Anadolu'nun dört bir yanına yaptırdığı kervansaraylar sayesinde Anadolu ticaretini canlandırmıştır. Şayet Alaaddin olmasaydı Moğollar Anadolu'ya daha erken girecekler ve bu yüzden Anadolu'da beylikler daha önce ortaya çıkarak belki de Osmanlı ismini hiç duymayacaktık.

Eğer Alaaddin Keykubad ölmeseydi dünya çok farklı olabilirdi. Allaaddin tek bir gayesini yerine getirememiştir bu da Anadolu birliğini kurmaktır. Ölümünden önce Suriye'yi fetih etmek için hazırlıklara başlamış bu hazırlıklar sırasında Kayseri'de verdiği ziyafet sonrasında zehirlenerek ölmüştür. Bu yüzden şayet Alaaddin Anadolu birliğini başarılı bir biçimde kurarak Devletin temellerini sağlamlaştıracak ve çok küçük bir ihtimalde olsa ileride ki tehditleri en aza indirebilirdi. Bu sayede Osmanlı ortaya çıkmaz Selçuklu olarak devam edebilirdi ancak dediğim gibi çok küçük bir ihtimal.


Eğer Alaaddin Keykubad ölmeseydi bir kelebek kanadının neleri etkilediği şu dünya çok şey olurdu.